Asgari Ücret Neden 0 TL Olmalı?

Can Kilercioğlu
4 dakika okuma
Ekonomi
Asgari Ücret Neden 0 TL Olmalı?

Hemen hemen her politikacı ve halkın büyük kesimi, asgari ücretin yükselmesinin işçilerin ve dar gelirlerinin lehine olduğunu savunur. Asgari ücretin olmadığı bir piyasada en dar gelirlilerin ücretlerinin artması işçilere yarar sağlasa da, bu durum devlet eliyle gerçekleştirilmeye çalışılırsa, zayıf durumda olan işçiler için bir felaketle sonuçlanacaktır. Asgari ücret yasasının, ilk bakışta işçilerin maaşlarını yükseltmesi, bu programın görünen yüzüdür. Fakat asgari ücretin görünmeyen yüzü, görünen faydadan çok daha büyük bir zarar taşır. Asgari ücret kanunu, yasal sınırın altında marjinal verimliliği olan işçilerin, kanunda belirlenen fiyatın altına çalışamayacağını garanti ettiğinden, işsizliğe yol açar. Asgari ücret kanunuyla zayıf kesimi korumak amaçlanmışken, pratikte zayıf kesimin görece daha güçlü kesimi korunmuş olur ve beraberinde işsizlik gibi birçok sorunu da beraberinde getirir. Son tahlilde ise başladığımız noktadan daha kötü bir konumda oluruz. Bu bakımdan asgari ücret bir işçinin yaşaması için kazanması gereken minimum ücret değil, yasal olarak belirlenen ücretin altında getirisi olan işçiler için bir çalışma yasağıdır. Asgari ücretin getirdiği zararlar şu 3 başlıkta özetlenebilir:

1) Asgari Ücret İşsizliği Arttırır: Bir hamburger restoranı sahibi olduğunuzu düşünün. Burayı işletmekteki amacınız doğal olarak kâr etmektir. Kâr ettiğiniz sürece işletmeniz büyürken, zarar ettiğiniz sürece işletmeniz küçülecektir. Bu yüzden size en fazla kârı sağlayan işçileri işe alıp, onları iş yerinde tutmanız bir numaralı önceliğiniz olacaktır.

Şimdi satılan her hamburgerin 10 TL kazandırdığını ve işçilere saat başı 70 TL ödediğinizi varsayalım. İşçilerinizden Cem saat başına 12, Kemal 10 ve Recep 9 hamburger pişirebilmektedir. Elde ettiğiniz kâr sırasıyla 50, 30 ve 20 TL olacaktır. Eli en hızlı olan işçi en fazla kârı sağladığı için sizin gözdenizken, en az kârı sağlayan işçi ise olası bir durumda gözden çıkarılabilecek konumdadır.

Şimdi ise devletin asgari ücreti saat başı 110 TL yaptığını varsayalım. Bu durumda Cem, size 10 TL kâr sağlarken, Kemal -10 ve Recep -20 TL zarara sokmaktadır. Bu nedenle sizi zarar ettiren işçiler, asgari ücretin artması sebebiyle işsiz kalırken, eli en hızlı olan işçinizin maaşı yükselmiştir. Toplamda işsizler kervanına 2 kişi eklenirken, bazı düşük ücretli işçilerin durumu diğerlerinin pahasına daha iyi hale gelmiştir.

Asgari ücret sadece işçilerin işten çıkartılmasına sebebiyet vermediği gibi aynı zamanda iş yerlerinin de kapanmasına neden olabilir. Belli bir sayıda işçi çalıştırma mecburiyeti olan fakat düşük kâr marjına sahip, esnaf gibi olan küçük işletmeler, yüksek işçi maaşlarını karşılayamadığı için kapanma tehlikesiyle karşılaşabilirler. Bu durum büyük ticari işletmelerin, zayıf işletmeleri piyasa dışına itmek veya daha piyasaya girememiş düşük sermayeli girişimcilerin önünü kesmek için tam da istediği fırsattır. Bu duruma örnek olarak, asgari ücretin artırılması için lobicilik yapan Walmart ve Amazon gösterilebilir.

2) Asgari Ücret Fiyatları Yükseltir: Asgari ücretin fiyatlar üzerindeki etkisine bakalım. Asgari ücretin artırılması işletmeler için maliyetleri artırır ve bunun üç olası sinyali vardır: ya kârları kısın, ya istihdamı azaltın ya da maliyeti daha yüksek fiyatlar şeklinde tüketicilere aktarın. İlk bakışta firmaların kâr marjlarını kısmalarının geçerli bir yöntem olduğu düşünülebilir. Fakat firmaların bunu yapması için bir neden yoktur. Eğer firmalar, daha düşük kâr marjları ile çalışmayı kabul edilebilir buluyor ise, bunu asgari ücret artırımı olmaksızın emek sahiplerinin daha yüksek bir fiyata çalışmaları fırsatını verir. Eğer öyle olsaydı emek sahipleri daha yüksek gelirlerini asgari ücret artışı olmaksızın elde ederlerdi. Durum böyle olmadığına göre firmalar daha düşük kar marjları ile çalışmayı kabul edilebilir olarak bulmamaktadır. Diğer durumda ise kendilerini zarar ettiren işçiler işten çıkartılırken, asgari ücretin artmadığı durumdaki kârı yakalamak amacıyla, işten çıkarılanların önceki durumda kazandırdığı kârı korumak için ürünlerin fiyatını yükseltilir. Bu nedenle, asgari ücret işletmeler için vergi gibi davranır ve buna göre hareket eder. Sonuç olarak işsizlik artarken, aynı zamanda fiyatlar da artar.

3) Asgari Ücret Zayıf Grupların Aleyhinedir: Asgari ücretin bir başka sonucu, ironik olarak, azınlıklar ve diğer dezavantajlı grupların üzerine ilave bir yük getirmesidir.

Asgari ücretin artmasıyla işsizlik artarken, işten çıkarılan ilk kesim şüphesiz tecrübesiz ve çalışanların zayıf kesimi olacaktır. İş yeri sahipleri kendilerini zarar ettiren yarı zamanlı çalışan öğrencileri ve yeni mezun olmuş tecrübesiz kişileri işe almaktansa, daha tecrübeli olanları tercih edecektir. Böylelikle tecrübesiz olan kişiler ‘’tecrübesiz’’ olduğu gerekçesiyle en baştan elenecektir.

Eğer fiziki bir güç veya zor koşullara dayanıklılık gerektiren bir işse, ilk etapta elenenler kadınlar ve/veya yaşlılar olacaktır.

Ayrıca işverenler, kendilerine benzeyen, aynı dili konuşan “iyi insanlarla’’ çalışmaya meylederler. Bozuk bir Türkçe ’ye sahip, Suriyeli bir göçmenin muntazam çalışıyor olması bile yeteri kadar güven vermez.

Toparlamak gerekirse asgari ücretin artması işsizliğin artmasına, fiyatların yükselmesine ve de dezavantajlı grupların işsiz kalmasına yol açar. Her ne kadar bu politika iyi amaçlarla yürütülse de, amacının aksine fakir ve yardıma muhtaç olan grupların zararına olacak şekilde işler. Gerçekten de refah ve ücret artışı, kanun çıkartarak veya ücretleri yapay olarak artırarak sağlanamaz. Piyasa doğal haline bırakıldığında, ücretler herkesin lehine olacak şekilde artarken, aksi haldeki devlet müdahalesinin niyetlenilmeyen sonuçları, dar gelirlileri ve dezavantajlı grupları, başlangıçtaki durumdan daha kötü bir konuma iter. Son olarak tekrar etmek gerekirse, asgari ücret bir işçinin yaşaması için alması gereken minimum ücret değil, yasal olarak belirlenen ücretin altında çalışmaya hazır olan işçiler için bir çalışma yasağıdır.

Yazar: Can Kilercioğlu