Kapitalizm bisikleti sevmez mi?

Tuna Tanman
2 dakika okuma
Kapitalizm
Kapitalizm bisikleti sevmez mi?

Eğer bir anti-kapitalist ile tartışıyorsanız duyabileceğiniz en yaygın görüşlerden ikisi kapitalizmin bisikleti sevmediği ve gölgesini satamadığı ağacı kesmek istediğidir. Onlara göre eğer bisiklet sürerseniz araba almaz , bundan dolayı da benzine ihtiyaç duymaz ,MTV ödemez ve sağlıklı olursunuz. Bu yüzden kapitalizm kapitalizm bisikleti sevmez. Peki, bu durum gerçekten böyle mi? Kapitalizm bisikleti sevmez mi veya kapitalizmin sevip sevmediği şeyler var mı? Bu yazımda sizleri sıkacak kadar uzun olmaması şartıyla bunu açıklamaya çalışacağım.

Sevgi bir duygudur ve canlılara aittir. Siyasal ve ekonomik sistemler insanlar tarafından yaratılsa da insan onlara bir şeyi sevip sevmeme becerisini veremez. Siyasi ve ekonomik sitemlerin onları oluşturan esasları vardır ve bunlar bir görüşün o sisteme ait olup olmayacağını gösterir ama her tartışmada hep bu terim kullanıldığı için vereceğim örneklerde de bunu kullanacağım. Her diğer sistem gibi kapitalizmin de esasları vardır. Kapitalizmin temel esası üretim araçlarının özel mülkiyete bırakılması ve onların kar amacıyla kullanılmasıdır. Bu ilke bize kapitalizmin anca bu görüşe karşı olan bir şeyi sevemeyeceğini gösterir. Eğer bisiklet denilen araç bir bisiklet ustası tarafından üretiliyorsa kapitalizm onu seviyor demektir. Eğer o araç çok uluslu büyük bir şirket tarafından da üretiliyorsa ve dünyanın her yerinde satışa sunuluyorsa hatta yerel ve uluslararası yarışlarda kullanılıyorsa , sponsorlar alıyorsa ,insanlar o araç ile ilgili aksesuarlar alıyorsa ve onun ile ilgili para kazanmak amacıyla insanlar fikirler üretip girişimde bulunuyorlarsa yine kapitalizm bisikleti seviyordur. Kapitalizmin bisikleti sevmediği bir durum var mıdır ? Elbette vardır. Eğer küçüğünden büyüğüne bisiklet üreten tüm tesisler kamulaştırıldıysa kapitalizm bisikleti sevemez. Eğer devlet bisiklet üretiminde kar olduğunu görüp bisiklet üretmeye başladıysa bunun sonucu olarak haksız rekabet doğacağı için kapitalizm bisikleti sevmez. Hatta birileri çıkıp devlet olmasa bisikleti kim üretecek diyorsa kapitalizm bisikletten nefret etmeye başlar. Yukarıda yazdığı gibi insanların bisiklet sürmeye başladığı zaman daha sağlıklı olacakları , araba almamak isteyebilecekleri gibi şeyler doğrudur ve bundan dolayı piyasanın içindekiler rahatsız olabilirler ama bu durum kapitalizmin en güzel yanını bizlere gösteriyor. Kapitalist sistemde neyin üretilip satılacağını tüketici belirler ve piyasanın içindekiler bu durumdan rahatsız olsalar bile tüketicin istediğini , üreticiler her zaman onlara ulaştırırlar .Bu durumdan dolayı , düşünülenin aksine hiç bir iş insanı kapitalizmi sevmez çünkü onlar tekel olmak , kendi istediklerini sattırmak gibi kapitalizmin esasına hiç uymayan şeyler isterler. Bundan dolayı Türkiye’nin en zengin kişilerinden olmasına rağmen Ali Koç kapitalizmin ortadan kaldırılması gerektiğini her gittiği yerde söyler Yukarıda anlattığım şeylerin olduğu ülkeler olabilir. Bu ülkelerin en büyük örneklerinden biri Türkiye’dir. Bu durum başlı başına bir sitemdir ve adına ahbap-çavuş kapitalizmi denir ve kapitalizmle hiçbir esasta uyuşmazlar. Kapitalizme karşı gelen çoğu eleştirinin yaşandığı ortamlar ahbap-çavuş düzeninin hüküm sürdüğü yerlerdir ve çoğu anti-kapitalist bu durumları örnek göstererek kapitalizmi eleştirir. Yazımın büyük kısmını bisiklet meselesini ele alsam da metinin ilk kısımlarında değindiğim için , hem de en az bisiklet örneği kadar kullanıldığı için kısa da olsa kapitalizm ve ağaç örneğine değinmek istiyorum. Anti-kapitalist zihniyet , kapitalizmin ne olursa olsun kar peşinde koştuğunu bu yüzden asla doğayı umursamayacağını ve onu daha fazla kar için suistimal edeceğini iddia eder. Peki bu doğrumu? Hayır. Yukarıda dediğim gibi kapitalist sitemde oyunun kurallarını tüketici belirler. Bundan dolayı eğer tüketici bu konuda duyarlıysa , daha fazla kar için doğayı suistimal edenler tüketici onlardan alış veriş yapmayacağı için piyasadan çekilmek zorunda kalacaklardır. Ayrıca yaş, meyve veren ve verimli bir ağacı kesmek aklı selim bir hareket değildir bundan dolayı kapitalizm o ağaçtan daha fazla nasıl verim alınabilir onun yöntemini arar ama tarih bize gösteriyor ki verimli bir ağacın kesilmesi gibi aklı selim olmayan hareketler devletin ekonomik merkezi planlamalar yaptığı yerlerde olmuştur.

Yazar Hakkında