Neden kapitalizme bu kadar düşman edildik
![Neden kapitalizme bu kadar düşman edildik](/../images/posts/neden-kapitalizme-bu-kadar-dusman-edildik.webp)
Boş bir zamanınızda sevdiğiniz sosyal medya uygulamasında gezinirken genellikle şu tabirlerle karşılaşırsınız: “Esnaftan almak varken neden x markasından alıyorsunuz? Siz kapitalizmin kölesi olmuşsunuz” ya da “Kapitalizm bisikleti sevmez çünkü bisiklete binen insan sağlıklı olur”… Bu tarz tabirleri, insanlara girişimcilik hakkında tavsiyeler veren sayfalarda bile bulabilirsiniz. Peki, amacı girişimlerde bulunacak insanlara tavsiye vermek olan hesapların dahi kapitalizme bu kadar saldırmasının sebebi ne?
Günümüz dünyasında gelişmiş ülkelerin çoğu kapitalizmi benimsemiş durumda. Onların kapitalizmi yeteri kadar benimsemiş olup olmadıkları konusuna bu yazıda değinmeyeceğim. Çoğu insan yaşadığı ülkedeki ekonomik sıkıntılardan dolayı göç tercihlerini bu ülkelerden yana kullanıyorlar. Bu ülkelerdeki zenginliği ve refahı gördükleri halde, bu zenginlikleri o ülkelere veren düşünceye yani kapitalizme düşmanlar. Bu yazımda, bu durumun sebebini yani neden kapitalizme düşman edildik sorusunu cevaplayacağım.
Öncelikle bu konu hakkında bilgi sahibi olmayan okurlarımız için kapitalizmin tanımını yapmakta fayda var. Kapitalizm, üretim araçlarının özel mülkiyetine ve bunların kar amacıyla işletilmesi fikrinden doğan düşüncedir. Birçok okurumuz bu tanımda anlatılanların problem olmadığını, aslında bizi inandırmaya çalıştıkları sistemin bu olmadığı kanaatini getirecektir. Bu duruma rağmen neden çoğu insanın kapitalizm denince aklına mutsuz işçiler, işçileri açlık ve fakirlik içinde yüzerken hayatın zevkini çıkaran zenginler geliyor? Normal koşullarda, aldığı maaşla hak ettiği gibi yaşayabilen, her ay küçük miktarlar ödeyerek taksitle lüks arabalar alabilen insanların aklımıza gelmesi gerekmez mi? Bu durumun meydana gelmesinin elbette pek çok sebebi vardır ama bu durumun en büyük sebebi başarısız olduğu sanılan sol propagandanın başarılı olmasıdır.
Sovyetler Birliği’nin yıkılışıyla Soğuk Savaş dönemi sona erdi ve sol fikirler başarsız oldu. Çoğu kişi bu durumun hala geçerli olduğu kanaatinde ama bu durum yanlış. Sol fikirler uygulamada başarsız olmuş ve insanlığa açlık ve sefalet getirmiş olabilirler ama bu onların başarsız olduğu anlamına gelmez. Sol, kapitalizmin bir şeytan olduğunu ve insanlara zenginlik getirdiği halde yıkılması gereken bir sistem olduğunu insanların aklına sokmayı çok iyi başardı.
Sol fikirlerin uygulamada başarısız olduğu gerçeği, solun yöntem değiştirmesine sebep oldu. Yirminci yüzyılın başlarında ve ortalarında solun yöntemlerinden olan saldırganlık ve terör yerini medya ve akademiye bıraktı. Doğrusu, sol fikirler bu alanlarda her daim hakim konumda bulunmuştur ama Sovyetler Birliği’nin yıkılması solun yayılma yönteminin bu alanlara daha fazla kaymasına sebep olmuştur.
Sol fikirlere sahip olan kişilerin medyada ve akademide daha aktif bir şekilde yer almaya başlamaları, kendi fikirlerini filmler ve dizilerle daha şirin göstermeleri ve alttan alta basit kapitalizm eleştirilerini hikayeleştirerek insanların önüne koymaları kapitalist yöntemlerle zenginleşmiş bölgelerdeki insanların kapitalizme karşı fikirleri desteklemesine sebep oldu.
Kapitalizm sayesinde günümüzün zengin ülkelerinden biri haline gelmiş olan ABD, bugün sol fikirlerin yükselişi sayesinde günden güne fakirleşiyor. Bu duruma ragmen dünya medyası tüm bu fakirleşmenin nedeninin kapitalizm olduğunu utanmadan söylemeye devam ediyor.
Medya, kapitalizmi şeytanlaştırırken; akademisyenler taraflı yayınlar hazırlayarak, kendi fikirlerine uygun öğrenciler yetiştirerek toplumu kapitalizmden soğutuyor ve kendi fikirlerinde olmayan kişilerin akademide yer almasını engelleyerek görüşlerinin gelecekte de hakim konumda olmasını sağlıyorlar. Bugün sadece ülkemizde değil tüm dünyada sosyoloji, siyaset bilimi ve ekonomi gibi bölümlerde sol fikirlere karşı olan öğrencilerin yükselmesi neredeyse imkansız durumda. Bu durumun doğruluğunu liberal fikirlere sahip akademisyenlerin solcu akademisyenlere göre çok daha azınlıkta olmasından anlayabilirsiniz.
Peki, bu durumun ortadan kalkması için ne yapılabilir? Öncelikle işin medya kısmına değinmek istiyorum. Kapitalizm lehinde fikirlere sahip olan insanların sosyal medyada eskiye göre aktif olmaları kapitalizm karşıtlarının fikirlerin yayılmasını az da olsa engellese de yeterli değildir. Bizler, gerek görsel gerek yazılı ve işitsel medya organlarında aktif bulunmalı ve sahip olduğumuz fikirleri bu alanlarda solcuların uygulamalarını da örnek alarak yaymalıyız.
Kapitalizmin ürünlerine örnek olarak gösterilebilicek olan Netflix gibi platformların anti-kapitalistler tarafından propaganda aracı olarak kullanılması onların başarılı bir yol izlediklerinin delillerinden biri olabilir. Bu durumda bizlerin üzerine düşen görev bu platformların aslında kapitalizmin bize sağladığı ürünlerden olduğunu insanlara göstermek ve bu platformlarda bizim fikirlerimizi destekleyen ve yaymak isteyen insanların bu işe devam etmeleri için gereken motivasyonlarını sağlamaktır.
İşin akademi kısmı da en az medya kadar önemli. Yukarıda da belirttiğim gibi dünyanın her yerinde akademide özellikle siyaset bilimi, sosyoloji ve ekonomi gibi bölümlerde sol fikirler hakim. Dolayısıyla bu durum bahsi geçen bölümlerden çıkacak öğrencilerin ve bu bölümlerde akademik kariyer yapacak kişilerin sol fikirlere yatkın olmasını sağlıyor. Bunu düzeltmenin ve tarafsız, amacı bilim ile uğraşmak olan insanların akademide yer almasını sağlamanın tek bir yolu var: öğrencilerin bilinçli olması, öğretilenleri sorgulaması ve tarafsız bilginin öğrenciler tarafından talep edilmesini sağlamak.
Öğrencilerin bu donanıma gelmesini elbette sadece bizler sağlayamayız. Bu durumun oluşabilmesi için bir insanın çocukluğundan bu yana düzgün bir eğitim ile yetiştirilmesi gerekmektedir fakat bu bizlerin onlara hiçbir şekilde etki edemeyeceği anlamına gelmez, bizler de bu özelliklere sahip insanların ön plana çıkmalarını sağlayacak işler yapabiliriz. Örneğin; görüşlerimizi yaydığımız mecralarda onlara yer verebilir, diğer insanlara örnek teşkil etmelerini sağlayabiliriz.
Gerek medyada, gerekse akademide ve insanın düşünce yapısını etkileyen tüm alanlarda sol fikirlerin hakimiyetini, onların görüşlerini yayma özgürlüklerini engellemeden azaltmanın birçok yolu var. Bu yazımda sizleri sıkmamak için bu durumun engellenebilmesi için yapılabilecek birkaç hususa değindim. İnsanları gün geçtikçe daha da fakirleştiren bu propagandanın, bizim gibi özgürlükçü bireylerin düşüncelerini yaymaya devam ettiği takdirde başarısız olması kaçınılmazdır.