UKRAYNA VAZGEÇİLEMEZ!

Tuna Tanman
3 dakika okuma
Güncel Politika
UKRAYNA VAZGEÇİLEMEZ!

Rusya geçtiğimiz günlerde, 2014 yılından beri bir krizin içinde olduğu Ukrayna’ya askeri müdahalede bulunacağını duyurdu. İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra Avrupa’ya savaşı geri getiren bu olay, dünya kamuoyunun en önemli gündem meselesi haline geldi. Rusya’nın bu saldırgan tutumundan dolayı NATO’nun yardımını bekleyen Ukrayna’nın savaşın ilk günlerinde bu yardımı bulamaması ve uzun yıllardır barışın devam ettiği Avrupa’ya Rusya’nın savaşı geri getirmesine rağmen AB üyelerinin çoğunun sadece ekonomik yaptırım uygulaması birçok kişi tarafından tepki konusu oldu.

Dünya kamuoyunun çoğunluğu, büyük devletlerin Ukrayna’ya askeri yardımda bulunmasını gerekli bulurken, ABD ve Almanya gibi ülkeler Rusya’ya karşı alınacak tutumun yeni bir dünya savaşına sebep olacağını düşündükleri için çekingen hareket ettiler. İngiltere ise olayların başından beri Ukrayna’nın yanında olduğunu ve Ukrayna’ya askeri açından da yardımda bulunacağını belirtti.

Büyük devletlerin bu konuya farklı yaklaşması, akıllara bu meseleye karşı nasıl bir yaklaşımda bulunulması gerektiğini ve yeni bir dünya savaşı başlatmadan Ukrayna’nın işgalinin nasıl önleneceği sorusunu getirdi. Bu yazımda iki devlet arasında savaş ile sonuçlanan krize nasıl bir bakış açısıyla yaklaşılması gerektiğini anlatacağım. Öncelikle iki ülke arasında olanları daha iyi anlamak için bu olayların tarihini incelememiz sağlıklı olacaktır. Olayların bu noktaya gelmesinin başlangıcı, Ukrayna Başkanı Yanukoviç’in AB ile ortaklık antlaşması imzalamaması ve Rusya ile yakın ilişkiler kurmak istemesiyle başlayan protestolardır. Bu protestoların 2014 yılında tekrardan alevlenmesi sonucu Ukrayna kanlı günler yaşadı. Bu protestoların sonucunda Rusya, Kırım’a askeri müdahalede bulundu ve yapılan hileli referandum sonucunda 18 Mart 2014 günü Kırım’ı ilhak etti.

Kırım’ın ilhakından sonra Rus kökenli Ukrayna vatandaşlarının yaşadığı Odessa, Kharkiv, Donetsk, Lugansk gibi bölgelerde protestolar başladı. Protestolar çatışmalarla sonuçlandı ve Donetsk ve Lugansk Halk Cumhuriyetlerinin kuruldukları ilan edildi. Bu olaylar ile beraber Donbass Savaşı başlamış oldu.

2021 yılında Rusya’nın Ukrayna sınırına asker ve ağır silah yığmasıyla başlayan süreç, 24 Şubat 2022 tarihinde Rusya’nın Ukrayna’yı işgale başlamasıyla yeni bir boyuta girdi. Peki dünyanın bu meseleye bakış açısı nasıl olmalı? Dünyanın geri kalanı ABD ve Almanya gibi çekingen yaklaşıp, sıcak çatışmadan uzak kalıp ekonomik yaptırımlarla yetinmeli mi, yoksa İngiltere gibi Ukrayna’ya askeri yardımda bulunmalı mı? Rusya’nın Ukrayna’ya karşı izlediği bu politika ile İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra Avrupa’ya savaşı geri getirmesi; Rusya Dışişleri Bakanlığı’nın, İsveç’in ve Finlandiya’nın NATO’ya girmesi durumunda karşılık vereceklerini söylemesi; Rusya’nın durdurulmadığı takdirde savaş havasının Avrupa’dan en azından bir süreliğine eksik olmayacağını gösteriyor. Ukrayna topraklarının Rusya egemenliğine girmesi halinde, İkinci Dünya Savaşı öncesinde kalan, ülkelerin sınırlarını genişleterek bölgeleri kontrol altına alma anlayışı geri gelecektir. Bu durumun iki dünya savaşı arası dönemde yaşanılan atmosferi geri getirmemesi kaçınılmazdır.

Rusya’nın Ukrayna’yı topraklarına katması durumunda olacaklardan biri de Balkanların ve Türkiye’nin Rusya’nın açık hedefi haline gelmesidir. Türkiye özelinde konuşmak gerekirse, Suriye’de bulunan üsleriyle Rusya, Türkiye’ye karşı tehdit oluşturmaya başlayacaktır. Bu durum Türkiye’yi ve Balkan Devletlerini daha fazla silahlanmaya itecektir. Rusya tehdidinden dolayı daha fazla silahlanmak isteyen devletler vatandaşlarından daha fazla vergi almak zorunda kalacak, bu durum ise bu ülkelerin kalkınmalarına zarar verecektir. Yüksek vergilerden ve bölgenin güvenli olmamasından dolayı gerek iç gerek dış yatırımcılar, yatırım yapmak için başka ülkeleri tercih edecektir. Bu durum işsizlik yaratacak ve önemli sosyal problemlere sebep olacaktır.

Bütün bunları göz önünde bulundurduğumuzda Rusya emperyal politikalarında başarılı olursa; uzun zamandır süren savaşsızlık hâli bitecek ve açlık, sefalet ve can kayıpları gibi hiç kimsenin istemeyeceği durumlar oluşabilecektir. Bu sebeple, barış isteyen her ülke gerek ekonomik gerek diplomatik gerek askeri anlamda Ukrayna’nın yanında durmalıdır. Yoksa dünya barışını kaybedebilir ve tarih kitaplarında hüzünlenerek okuduğumuz olayları tekrardan yaşayabiliriz.

Yazar Hakkında