Zarar eden işletmeleri kurtarmak iyi fikir mi?

Tuna Tanman
4 dakika okuma
Müdahalecilik
Zarar eden işletmeleri kurtarmak iyi fikir mi?

Rekabetçi piyasa ekonomisinin olduğu yerlerde işletmeler talebe göre hareket etmek zorundadır. Piyasada aynı veya benzer hizmeti sunan işletmeler tüketicinin talebini karşılayıp bu durumdan kâr elde edebilmek için rekabet ederler. Sonuçta bazı işletmeler bu talebi karşılayıp kâr ederken bazı işletmeler ise bunu başaramaz ve zarar eder, belki de kepenk indirir.

Rekabet ortamında kâr eden işletmelerin olduğu gibi zarar eden işletmelerin de olması doğanın kaçınılmaz bir kanunudur. Zarar eden işletmelerin olması herkesi üzer çünkü insanlar o işletmeler için maddi kaynak ayırmışlardır ve emek vermişlerdir. Bu insanlar sadece bunlar ile kalmamış istihdam yaratmıştır, bu yüzden işletmelerin zarar etmesi bizim canımızı sıkar. Çoğu insan bu durumdan dolayı zarar eden işletmelerin devlet tarafından kurtarılmasını ister. Peki bu yöntem faydalı mıdır?

İlk örneğimi zarar eden küçük çaplı işletmelerin devlet tarafından kurtarılmasının neden yanlış olduğunu anlatarak vermek istiyorum. Bir sokak düşünün, bu sokakta iki tane dönerci var ve kendi aralarında rekabet ediyorlar. Dönercilerden biri hizmet kalitesini bozuyor ve zarar ediyor. Bu olayın sonucunda o sokakta yaşayan insanlar o dönerciye üzülüyor ve ona devletin yardım etmesini istiyorlar. Devlet o sokakta yaşayan insanların isteğini yerine getiriyor ve zarar eden dönerciyi kurtarıyor. Peki sorun çözüldü mü? Cevap hayır. İlk etapta dönercinin kurtarılması devletin halktan topladığı vergiler ile karşılandığı ve zarar etmeyen dönerci de o vergi veren halktan olduğu için kendisine rakip olanı kurtarmış oldu, yani devlet başarılı olmuş firmayı cezalandırmış oldu.

Devlet yapacağı bir işi halktan aldığı vergiler ile yapar. Bundan dolayı zarar eden bir işletmenin kurtarılması zararın toplumun tamamına yayılması demektir. Eğer devlet zarar eden işletmeyi kurtarmasaydı o işletmenin zararı topluma yayılmayacak, rekabet ortamında o işi daha iyi yapabilecek işletme veya işletmeler onun yerini alacaktı.

Zarar eden işletmelerin kurtarılmasını isteyenlerin en öne çıkan argümanı, zarar eden işletmede çalışan insanların ve o işletmenin sahibinin işsiz kalacak olmasıdır. Bu durum ilk etapta doğrudur ama serbest ticaretin ve girişimin olduğu ülkelerde işsizlik gibi bir sorun yoktur .Zarar eden işletmenin çalışanları, o sektörde olan ve rekabet ortamında ayakta kalabilen işverenlerin yanında rahatlıkla iş bulabilecektir. Zarar eden işletmenin sahibi ise yine serbest ticaretin ve girişimin imkanlarından yararlanıp sermaye bulabilecek ve bu sefer rekabet ortamında ayakta kalabileceği bir alana yatırım yapabilecektir.

Yazımın ilk kısmında devletin zarar eden küçük çaplı işletmeleri kurtarmasının sonuçlarının ne olabileceğini anlattım. Bu kısımda ise devletin zarar eden büyük çaplı işletmeleri kurtarmasının sonuçlarını anlatacağım. Bu kısım, sebest piyasa ekonomisine yönelik sürekli krizler yaratır eleştirisine de verilen cevaplardan biri olacaktır.

Başlarken örneğimi bankalar üzerinden vermek istiyorum çünkü bankalar önemli sermaye kaynaklarından birisidir. Devletin aldığı kararlarla zarar eden bir bankayı veya bankaları kurtarması ekonomik krize kapı aralayabilir.

Uzun yıllar boyu çalıştığınız iş yerinizden emekli oldunuz ve bunun karşılığında emekli ikramiyesi aldınız. Bu parayı değerlendirmeniz gerektiğini düşünüyorsunuz ama aklınızda bir girişim yok. İlk başta paranızı dövize yatırmayı düşündünüz ama çalıştığınız bankanın faiz oranları sizi cezbetti ve paranızı mevduata yatırdınız. Paranızı yatırdığınız banka sizden aldığı parayı bir girişimciye verdi. O girişimci işini kurdu, başarılı oldu ve borcuna sadık kalarak her ay ödemelerini düzgünce yaptı. Bu durum yaşandığı için bankanız sizin paranızın ve tabii ki de diğerlerinin parasının faizini verdi, ayrıca size kolay kredi alabilmek gibi imkanlar sundu.

Sizin bankanız bunu yaparken, bankanıza rakip olan diğer banka sizin bankanız gibi yapmadı ve verdiği krediyi geri alabileceği değil de geri almakta zorlanacağı, belki de hiç alamayacağı kişilere verdi. Bu durumun sonucu olarak banka zarar etti. Eğer bu durumda devlet zarar eden bankayı kurtarırsa doğru bankayı tercih edip yatırımını ona yapanı cezalandıracaktır.

Zarar eden bankalar devlet tarafından kurtarılmaya devam edilirse, bu durum yatırımını doğru yere yapan kişileri cezalandırmakla kalmayacak, piyasada yanlış karar vermiş bankaların varlığını devam ettirmesini sağlayacaktır. Bu durumda parasını bankalara yatırarak değerlendirmek isteyen kişilerin, zarar etme ihtimali yüksek bankaları tercih etmesinin önü açılacaktır. Belli bir noktadan sonra, zamanında zarar etmiş bankaların tekrar aynı durumu yaşama ihtimali vardır. Bu durumun yarattığı güvensizlik sorunu insanların paralarını bankalardan çekmesine ve daha başka yatırım araçlarına yönelmesine sebep olabilir. Bu durum, rekabet ortamında başarılı olmuş bankaları cezalandıracak ve güvensizlik sorunu ekonomik krizin kapılarını mevzubahis ülke için açacaktır.

Zarar eden işletmelerin devlet tarafından kurtarılmasının yaratacağı en büyük sorunlardan biri karar verme aşamasında olan firmaların zarar veyahut kar eden şirketlerin davranışlarını örnek alamamasıdır. Zarar eden işletmelerin onların zararlarına neden olan davranışlar devlet müdahalesinin olmadığı yerlerde piyasanın diğer unsurlarına miras olarak kalacaktır. Örneğin 2008 krizinde FED’in faiz indirimden dolayı belli kriterler doğrultusunda hareket etmeden kredi veren kurumların zarar etmesi gelecek zamanda kredi verecek kurumların bazı kriterlere daha sıkı bağlanmasını sağlayacaktır. Bu durumda geçmişte yaşanan olaylar tekrar etmeyecektir.

Bu yazımda devletin zarar eden işletmeleri kurtarmasının aslında başarılı olanı cezalandırmak olduğunu ve bir ekonomiyi nasıl batırabileceğini anlattım. Zarar eden işletmelerin devlet eliyle kurtarılmasının sonuçlarından doğan olayların serbest piyasa ekonomisinin eleştirilmesi amacıyla kullanılmasın mantıksızlığını ve devlet müdahalesinin sonuçlarının büyük problemlere sebep olacağını sizleri sıkmadan anlattığımı düşünüyorum .

Yazar: Tuna Tanman

Yazar Hakkında